arkadaşımın liseli kızıyla yaşadıklarımız1   Leave a comment

Arkadaşımın liseli kızıyla yaşadıklarımız.

Arkadaşımın liseye giden bir kızı vardı. Okul çıkışında benim büroya uğrar, sohbet ederdik. Ben 56 yaşındaydım, o ise 16 yaşında. Annesi çalışıyordu. Babası işten çıkarıldığı için köye gitmiş uzun zamandır gelmiyordu. Bu nedenle Ayşe ye ben velilik yapıyordum. Okul toplantılarına ben gidiyor, kısıtlı bütçeme rağmen bazı okul giderlerini ben karşılıyordum. Ben onu çok seviyordum o da beni. Bana amca diyordu ben de ona yeğenim, kızım diyordum. Bir gün yine büroya gelmişti ve suratı asık, morali bozuktu. Nedenini sordum. Okul olarak gezi düzenlenmiş, katılacaklardan 70 er lira para istemişler. Annesi zaten asgari ücretle çalışıyor. Bu nedenle geziye katılamayacak. Sıkıntısı bu. Ben bütçemi zorlayarak bu parayı verebileceğimi ve geziye katılmasını istediğimde, yerinden ok gibi fırlayarak öyle bir boynuma sarıldı ki, bütün vücudumuz birbirine yapıştı. Elleriyle sırtımı sıvazlıyor, bir yandan da amcacığım seni çok seviyorum diyerek, yüzümden, boynumdan öpüyordu. Tabi bende aynı karşılığı veriyordum. Bu sarılma ve öpüşme bayağı uzun sürmüştü. Bu arada sikimin kalktığını fark ettim. Ayşe’nin bacaklarına dayanmıştı. Ayşe de çok güzel bir kızdı. Poposu kalçaları, yüzü her erkeği baştan çıkarırdı. Yolda beraber yürüdüğümüzde erkeklerin baktıklarını dönüp tekrar baktıklarını görüyordum ve kıskanıyordum. Ama doğrusu bakanlara da hak veriyordum. Ayşe’nin yanında olmam bir ayrıcalıktı ve bakanlar da beni kıskanıyorlardı. Vücudum titriyordu. Aynı şekilde Ayşe’min de titrediğini vücudunun alev gibi yandığını hissettim. Kendimi koyvermemeliydim. Toparlanarak kollarımı ayırdım.”Hadi canım sen eve git dersini çalış dedim”. “Tamam amca” dedi ve mini okul eteğini sallayarak bürodan çıktı. Hemen arkasından bende çıktım, otobüs durağına kadar beraber yürüdük. Otobüse bindirip işime geri döndüm. Ertesi gün okul çıkışı gene uğradı. Aynı sahneleri gene yaşattı bana. Sanki beni baştan çıkarmaya uğraşıyordu. Ben yine fazla ileri gitmeden sıyrıldım. Bana emanet olarak, kızım, yeğenim olarak görüyordum onu. Ertesi gün geziye gidiyorlardı. Bir miktar da harçlık vererek eve yolladım. Gittikleri her yerden bir iki saatte bir telefon ederek bana bilgi veriyordu. Akşam 23.00 sıralarında geri dönmüşlerdi. O saatte yalnız dönemeyeceğini düşünerek okula gittim. Okuldan alarak eve götürüp annesine teslim edeceğim. Yolda bana geziyi anlatıyordu. Koluma girmiş yolda yürüyorduk. Birden ayağının burkulduğunu söyleyerek yere çöktü. Ayak bileğini biraz ovdum. Acıdığını söyledi. Zaten eve yaklaşmıştık. Kucağıma alıp yürümeye başladım. Kollarını boynuma dolayıp yanaklarımdan öpmeye başladı. “Yapma kız, şimdi de kucağımdan düşeceksin” dedim. Hiç oralı olmadı. Hatta bilerek ya da bilmeyerek dudağını dudağımın yarısına kadar kaydırdı. Evin kapısına gelmiştik ki “amca sana şaka yaptım, ayağım burkulmadı ki” diye kıkırdadı. Bende “bunun hesabını sana sormaz mıyım” deyip güldüm. Annesine teslim edip geri döndüm. Ayşe’min paradan başka bazı ihtiyaçları olduğunu tahmin ediyordum. Baba sevgisi yoktu. Annesiyle de sorunlar yaşıyordu. Benden bir şey gizlemezdi. Sırdaş olarak görüyordu. Çünkü benimle paylaştıklarını üçüncü kişilere söylemeyeceğimi deneyimleriyle öğrenmişti. Bir gün geldiğinde,” amca beni yalnız yeğenin olarak mı görüyorsun” dedi. Ben de sen ne olarak görmemi istersen öyle görürüm, ister yeğenim, ister kızım” dedim. “Amca onları zaten biliyorum da, başka bir şey olamaz mı?”dedi. Ne demek istediğini anlamıştım. “Güzelim erkek arkadaşın yok mu? Hiç söz etmedin de” dedim. “İstesem çok olurda ben güvenemiyorum onlara. Hava atmak için herkese yayıyorlar. Bazı arkadaşlarımın başına geldi. Okul yönetimi hatta aileleri bile duydu. Bunun için onlarla arkadaşlık yapmak istemiyorum” dedi. Kız haklıydı tabii. Reklam olmak istemiyordu ama bazı ihtiyaçlarının olduğu da meydanda. Hormonlar rahat bırakmıyordu. Bu duygularımı ona söylediğimde yine boynuma zıpladı. Öpmeye başladı. Bende ellerimi kalçalarına indirerek kendime çektim. Birden dudak dudağa geldik. En çok sevdiğim yerlerinden biriydi dudakları. Konuşurken geriye doğru kıvrılıyordu. Öpüşürken de öyle. Uzun uzun öpüştük. Acemiydi ama, ben yol gösteriyordum ve çok istekliydi. Dilimi ağzına doğru soktum. Onun dilini ağzıma alarak emmeye başladım. Kız alev alev yanıyordu. Deneyimli sikim hemen yerini bulmuş kilotlu çorabın üstünden fındığa baskı yapmaya başlamıştı. Bir yandan öpüşürken bir yandan okul gömleğinin düğmelerini çözüyordum. Benim yanıma gelirken zaten birkaç düğme açıyor, eteğini biraz daha kısaltıyordu. Taş gibi memeler elime gelmişti. Açılan yerlerini öpmeye, yalamaya ve emmeye başladım. Kızın kolları hep boynumdaydı ve öpüşürken sürekli başımı kendine bastırıyordu. Pantolonun fermuarını açarak sikimi tekrar dayadım fındığa. Fındığın dudaklarını iyice hissetmeye başladım. Öyle ıslanmıştı ki, kilotlar olduğu halde ıslaklığı sikimde duyuyordum. Sikimin başı kayganlaşmıştı. Daha iyi yanaşabilmek için bacağının birini kalçama doğru çekip iyice yerleştim. Hızlı bir şekilde gidip gelmeye başladım. Hem Ayşem’den hem benden hırıltılar gelmeye başlamıştı. Böyle gidip gelmelerle ikimizde boşaldık. “Bu gün bu kadar yeter yarın devam ederiz” deyip yolladım. Ayşem çok mutluydu. Güle oynaya seke seke gitti. Devamı ikinci bölümde….

Posted 29 Mart 2011 by haberturkx in Hikayeler

Tagged with , , , ,

Yorum bırakın